Türkiye Cumhuriyeti bir mutabakat üzerine kurulmustur. Bu mutabakat asker ile elit arasinda gerçeklesmistir. Asker içerisinde bürokrasi, üniversite (aydin kesim) de bulunmaktaydi. 1950'den itibaren bu mutabakatin içerisine halk girmistir. Demokrat Parti'nin kapanmasiyla bu davayi Adalet Partisi sürdürmüstü. AP'nin kapatilmasiyla da bu idealleri gerçeklestirmek için DYP, siyaset sahnesinde yer aldi. DP-AP-DYP çizgisi "Ezan susmayacak, vatan bölünmeyecek, bayrak inmeyecek" olarak tanimlanmaktadir. Demokrat Parti-Adalet Partisi çizgisinin devami olarak, 12 Eylül Askeri Müdahalesinden sonra 23 Haziran 1983'te kurulan Dogru Yol Partisi, millet iradesinin üstünlügüne inanan, milliyetçi, muhafazakâr, demokrat, laik, liberal ve serbest piyasa ekonomisi taraftari olmustur. Halk arasinda DYP'den kuruldugu ilk dönemlerde "Demirel'in Yeni Partisi" (DYP) olarak bahsedildi. Çalismada DYP'nin siyasi tarihine (1983-2007), ideolojik-sosyal temellerine ve DYP-ANAP arasindaki farklara yer verilmis olup, aralarinda Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Yazar, Yalim Erez, Orhan Keçeli, Ismet Sezgin, Mehmet Dülger, Nahit Mentese, Necmettin Cevheri'nin yer aldigi 17 siyasetçi ile mülakat yapilmistir.